İletişimcilerin yüzde 71,5’i “tanıdık” olmadan iş bulunamayacağını düşünüyor!

İletişimcilerin yüzde 55’i staj yaptıkları kurumdan kadro talep ettiklerinde, kadronun dolu olduğu söylenerek, yüzde 16,5’i ise önüne yeni bir deneme süresi konularak geri çevriliyor.

Medya çalışanları üzerindeki baskılar, kutuplaşmış medya yapıları derken eğitimlerini iletişim okullarında tamamlamış kişilerin işsizlik oranının her geçen yıl arttığını yapılan araştırmalar gözler önüne seriyor. Öyle ki üniversite mezunları arasında işsizlik oranının en yüksek olduğu alan yüzde 29,1 ile gazetecilik ve enformasyon. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, toplam 24 binlik işgücüne karşın 17 bin gazetecinin istihdam edildiği sektörde, 7 bin gazeteci işsiz. İstihdam edilen 17 bin gazetecinin içinde iletişim okullarından mezun olmuş kaç kişi var bilmiyoruz.  Meslek de hastalık haline gelen “stajyerlik” ise ne öğrenciyken ne de mezun olduktan sonra iletişimcilerin peşini bırakmıyor.

1

Yolu iletişim lisesi, iletişim önlisans veya lisans programlarından geçen 309 iletişimcinin internet üzerinden katıldığı anket çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Yüzde 82,8’i 4 yıllık iletişim fakültelerinin lisans programlarından mezun olan katılımcıların, yüzde 65’i zorunlu stajlar haricinde okurken de 1 ila 3 kurum arasında staj yaptığını söylüyor.

2

Katılımcıların yüzde 55’i staj yaptığı kurumdan kadro talep ettiğinde kadronun dolu olduğu söylenerek, yüzde 16,5’i ise önüne yeni bir deneme süresi konularak geri çevrildiğini aktardı. Yüzde 21,4’ü ise kadronun yapıldığını ancak maaş veya sosyal hakların tam olarak sağlanmadığını belirtti.

3

Katılımcıların sadece yüzde 9,1’i mezun olduktan sonra bir kurumda stajyer olarak başlayıp 3 ay içerisinde kadrosunun yapıldığını söylerken, yüzde 21,7’si uzunca bir süre beklemesine karşın kadro yapılmadığını, yüzde 69,3’ü ise mezun olduktan sonra bir kuruma stajyer olarak başlamadığını aktardı.

4

İletişimcilerin yüzde 47,2’si ana akımda yer alan bir medya kuruluşunda hiç bulunamazken, yüzde 42,7’si ana akımda bir tanıdığı aracılığıyla bulunduğunu söyledi. Ankete katılan iletişimcilerin sadece yüzde 10’u ana akım medyada internet başvurusunun  kabulüyle yer aldığını belirtti.

5

İletişimcilerin yüzde 42,7’si mezun olduktan sonra 12 aydan uzun süredir işsiz olduğunu aktarırken, yüzde 15,2’si mezun olur olmaz kadrolu bir işte çalıştığını söylüyor.

6

İletişimcilerin yüzde 45,3’ü işsizken paraya ihtiyacı olduğu için medya dışında bir sektörde çalışmış, 23,62’sı ise uzun süredir işsiz olmasına karşın medya dışında başka bir sektörde çalışmadığını ve medya sektöründe iş aradığını aktarıyor.

7

İletişimcilerin yüzde 23,6’sı cinsiyetinden dolayı bir kurumdan olumsuz yanıt aldı.

8

Katılımcıların yüzde 71,5’i iş bulmak için bir tanıdığa ihtiyaç duyulduğunu belirtirken, yüzde 63,8’i okullarda belirli konularda uzmanlaşmak için yeterli eğitimin verilmediğini söylüyor. Yüzde 31,7 ise öğrencilerin kişisel gelişimleri için çabalamadığını düşünüyor.

9

Bir iletişimcinin işi öğrenebilmesi-kuruma uyum sağlayabilmesi için 4 ila 6 aylık bir staj süresinin yeterli olacağını düşünen katılımcıların oranı yüzde 40,5. yüzde 38,2 ise 1 ila 3 ayın ortalama bir staj süresi olabileceği görüşünde.

Araştırma/Haber-Helin Genç 

*Kaynak göstermeden kullanılmaması rica olunur

“Sapkın eşcinseller” başlığının perde arkası

Başlıksız-1

Nefret söylemleriyle tepki çeken Yeni Akit’in satır arası…

Haber dilinde ve başlıklarında yaptığı nefret söylemleriyle tepki çeken Yeni Akit gazetesi bu sefer de şaşırtmadı. ABD’de eşcinsellerin gittiği gece kulubüne yapılan ve 50 kişinin yaşamını yitirdiği 53 kişinin yaralandığı silahlı saldırıdan sonra haber Yeni akit gazetesinin internet sitesine önce “Gece kulübünde katliam: 50 ölü, 53 yaralı” başlığıyla yansıdı. Olması gereken etik, saygılı ve kınayan bir başlık.. Ancak bu başlık birilerinin hoşuna gitmemiş olmalı ki hemen sitenin yayın politikasına uygun şekilde değiştirilerek “Sapkın eşcinsellerin gittiği barda ölü sayısı 50’ye çıktı!” denildi. Neyse ki haber ABD kaynaklı olduğundan olsa gerek içeriğine çok fazla müdahale edilemedi.

Bu tabloya ne denilir ki..  Yeni Akit’te de aslında normal insanlar var da ekmek parası işte demek ki.

Helin Genç                                                                                                                                          

Basın Lobisi                                                                       

Ankara’daki Saldırı Yunan Basınında

Dünya basını, Ankara’da 28 kişinin ölümüne 61 kişinin de yaralanmasına yol açan bombalı saldırıya yer verdi. Katliama manşetten yer veren Yunan basınıysa, bugün Brüksel’de Merkel, Tsipras ve Davutoğlu arasında gerçekleşecek olan zirvenin iptal olduğunu  yazdı.

İşte Yunan basınında yer alan haberler:

AugiI

SYRİZA Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Avgi gazetesi habere, “Ankara’nın en çok korunaklı bölgesinde Yüksek tehlikeli patlama 28 ölü 60 üzeri yaralı” şeklinde manşette yer verdi.

DimokratiaI

Dimokratia gazetesi,  Tsipras,Merkel ve Davuoğlu’nun Brüksel’de mülteciler için görüşeceği zirvenin iptal olduğunu yazdı. Gazete, ‘3’lü zirve iptal. Ankara dün cehennemdi; çok sayıda ölü ve yaralı var’ şeklinde habere yer verdi.

EfSynI

Efimerida Sintakton gazetesiyse,“Ankara’da çok ölümlü patlama” diye yazdı.

EleutherosTyposI

Eleftheros Typos gazetesiyse habere şöyle yer verdi: “Ankara’da askerleri hedef alan katliam. Şiddetli patlamadan en az 28 ölü”

EthnosI

Ethnos gazetesi,  “Yeni Katliam Ankara’nın kalbinde korku” dedi.

HKathimeriniI

Kathimerini gazetesi manşetten verdiği  habere “Türk devletinin kalbinde saldırı” diye başlık attı.

KontraNewsI

Kontra gazetesi, “Ankara’nın kalbinde onlarca ölünün olduğu katliam” başlığıyla habere yer verdi.

(Çeviri: azinlikca.net)

Basın Lobisi

AKP’nin 4. kez tek başına iktidar olduğu seçimleri gazeteler nasıl gördü?

Yapılan anket çalışmalarının tamamen tepetaklak olduğu 1 Kasım seçimlerinin sonucunu AKP’ye yakın gazeteler “zafer” olarak yorumlarken, muhalif gazeteler de “korku kazandı” yorumu yapılarak “mücadele” mesajları verildi.

BASIN LOBİSİ

Dünya Basını 1 Kasım Seçimlerini Nasıl Yorumladı

?????????????????????????????????????????????????????????

1 Kasım seçimleri dün gece sonlandı. AKP’nin tek başına iktidara geldiği seçimleri dünya basını nasıl yorumladı?

Guardian: Türkler ağır bir bedel ödeyebilir

Guardian gazetesindeki bir analizde, “Türkler, Erdoğan’ın vadettiği istikrar için ağır bir bedel ödeyebilir” dendi.

Simon Tisdall imzalı yorum özetle şöyle:

“Türkiye’nin kavgacı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP, beklenmedik bir şekilde parlamento çoğunluğunu kaybedince ağır bir darbe almıştı. Erdoğan Pazar günü, siyasi yaşamının en büyük kumarını oynadı ve kazandı.”

“Ama Türkler, Erdoğan’ın sadece kendisine ve AKP’ye tam yetki verilmesiyle ulaşılabileceğini söylediği istikrar için ağır bir bedel ödeyebilir. Erdoğan’ın hoş olmayan mesajı ayrılık ve korkuya dayalıydı: Komşulardan, Kürtlerden, yabancılardan, mültecilerden Amerikalılardan, AB’den ve insanların birbirlerinden korku duymalarına dayalıydı.”

‘Benden sonra tufan’

“Erdoğan, havayı ‘benden sonra tufan’ politikası uygulayarak değiştirebileceğini düşündü. Cumhurbaşkanı olarak tarafsız olması gerekmesine rağmen, seçim kampanyası boyunca istikrar, güvenlik lafını ağzından düşürmedi. Ve yeterli sayıda seçmen, Erdoğan’ın uyarılarını dikkate aldı.”

“Bu, otoriterliği Türk demokrasisinin geleceği için derin kaygılar yaratan bir adamın şaşırtıcı bir kişisel zaferidir. Taraftarlarınca yeni Atatürk olarak görülen, düşmanlarınca Osmanlı sultanı özentisi olarak nitelenen Erdoğan şimdi modern Türkiye’yi kendine göre şekillendirme, ülkesinin geleceğine karakterini, vizyonunu, muhafazakar, yeni İslamcı görüşlerini yansıtma şansına sahip.”

“Muhalif gazetelere, sosyal medya ve bağımsız gazeteciliğe baskı yapmakla, Gezi parkı protestolarını şiddetle bastırmakla eleştirilmesine rağmen Erdoğan yine kazandı. Son zaferi, AKP’nin 2002’den beri arka arkaya üç seçim kazanmasından daha büyük bir zafer. Çünkü Erdoğan bu kez oy pusulasında yoktu. Seçim yeni parlamento için yapıldı ama her şey tamamen onunla ilgiliydi.”

“AKP, MHP’den destek alabilirse, anayasayı değiştirme ya da yeniden yazması için gerekli olan 330 milletvekili sayısına ulaşacak. Bu Erdoğan’ın potansiyel olarak en tartışmalı, en büyük arzusunu gerçekleştirebilmesi anlamına geliyor. Yani Putinvari, icra yetkisine sahip bir başkanlık. Bir başka deyişle fiilen Türkiye’nin parlamenter sistemden, tek adam diktasına geçmesi. Parti kuralları gereği geçen yıl başbakanlığı bırakmaya zorlanmasından bu yana Erdoğan’ın amacı bu oldu. Şimdi sonunda istediğini elde etmiş görünüyor.”

“Erdoğan’ın mutlak zaferi, Kürt azınlığa karşı çatışmacı yaklaşımı ve PKK’ya karşı operasyonları yeniden başlatmasına karşı çıkan birçok Türk ve Batılıyı endişeye sevk edecek. Bu değişiklik şiddeti ve sıradan seçmenler arasındaki güvensizlik duygusunu artırdı – ki belki de amaç zaten buydu.”

“Gecenin kaybedeni HDP”

“Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin seçim yenilgisinden sonra savaşı yeniden başlatmakla suçlandı. Şimdi avantajını kullanıp, PKK’ya ve müttefiklerine karşı daha sert önlemlere başvurabilir. Buna alternatif olarak yetkisini yenilemenin rahatlığı içinde geri çekilip ateşkesi ve birkaç yıl önce kendisinin başlattığı barış sürecini yeniden geri getirebilir. ABD ikinci seçenek için bastıracak.”

“HDP meclise girmeyi başarsa bile gecenin kaybedeniydi. Şimdi Kürtler, uzun bir belirsizlik dönemiyle karşıya.”

Independent: Erdoğan Suriye’ye müdahale için bastırabilir

Independent yazarı Patrick Cockburn, seçimlerle ilgili analizinde, “Erdoğan, partisinin parlamentoda çoğunluğu elde etmesiyle ezici bir zafer kazandı” diyor.

Cockburn’ün yazısından bazı bölümler şöyle:

“Teorik olarak siyaset üstü olması gereken Erdoğan, AKP’nin stratejisini yürüttü. AKP, bu müthiş zaferinden sonra ordu, güvenlik güçleri ve medyanın kontrolünü ele geçimek için daha güçlü bir konumda olacak. Parti kurulduğundan beri devlet kadrolarındaki muhalifleri saf dışı bırakıyor. Neredeyse resmi ve bağımsız medyanın tamamı AKP’nin denetimine girdi. Bu AKP’nin oylarını artırmasını açıklayan nedenlerden biri. Devlet televizyonu tamamen Erdoğan ve AKP’ye yer verirken muhalefet büyük ölçüde görmezden gelindi.”

“Son seçimlerden sonraki beş ay içinde Erdoğan’ın stratejisi Kürtlerle çatışmak ve HDP’yi PKK’nın kolu gibi göstermek oldu. AKP taraftarları dün gece, muhafazakar ve dindar Kürtlerin ‘terörist’ grupla bağlantısı nedeniyle HDP’yi terk ettiğini söylediler.”

“Kürtlerle çatışma AKP’ye milliyetçilik kartını oynama imkanı verdi. Bu sayede sağın oyunu aldı.”

Suriye politikası

“Halktan aldığı yetkiyle Suriye’deki gelişmeleri etkileme konusunda Erdoğan’ın eli güçlenecek. Şimdi, Türkiye’nin Suriye’de askeri açıdan daha büyük bir rol oynaması için bastırabilir.”

“Siyasi belirsizliğin sona ermesinin Türk Hükümetini güçlendireceği beklentisiyle Türk lirası dün gece dolar karşısında yükselişe geçti. Ancak giderek büyüyen etnik, mezhepsel ve dinsel ayrışma ortadan kalkmayacak. Kürtler arasında HDP’nin desteğindeki azalma, tek yolun silahlı mücadele olduğunu düşünenlerin elini güçlendirecek.”

“Aynı zamanda, bir çok kişi, AKP’nin bir kriz ve korku atmosferi yaratarak halkı önce korkutup sonra da bunu sona erdirme vaadinde bulunduğu için kazandığını düşünecek.

FT: Sonuç Erdoğan’ın zaferi

Financial Times gazetesi seçim sonucunun Erdoğan’ın zaferi olduğunu belirterek, “Sonuç, Erdoğan’ın erken seçim alma kararının haklılığını gösterdi” dedi.

Yazıda özetle şöyle deniyor:

“Bir ekonomik ve siyasi belirsizlik döneminin ardından AKP şimdi çoğunluğu elde etti. Carniege Europe’tan Sinan Ülgen, ‘Erdoğan’ın seçimlerin yenilenmesi kararı sonuç verdi. Bu öncelikle Erdoğan’ın sonra AKP’nin zaferidir. Çünkü insanlara göre direksiyon Erdoğan’da’ diyor.”

“Erdoğan’ın müttefikleri ve yatırımcılar – Erdoğan’ın otoriterlik eğilimlerinden kaygı duymakla birlikte – başarısının ekonomik ve siyasi istikrarı yeniden tesis edilmesini umacak.”

“Ancak AKP süper çoğunluğu elde edemedi. Süper çoğunluk, Erdoğan’a ABD ve Fransa’daki gibi bir başkanlık sistemi konusunda yapılacak anayasa değişikliğini referanduma götürme yetkisi verecekti. Neredeyse tüm anketler, mecliste hiçbir partinin tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemeyeceğine işaret ediyordu. Ama anayasaya göre tarafsız olması gereken Erdoğan açıkça bu süper çoğunluk için kampanya yürüttü.”

“Fakat basit çoğunlukla bile, AKP üzerindeki nüfuzu, Erdoğan’a Türkiye tarihinde hiçbir başkanın sahip olmadığı fiili yetkileri veriyor.”

WSJ’den AKP’nin seçim zaferi yorumu: Büyük sürpriz

ABD’de yayınlanan Wall Street Journal gazetesi ve İngiltere’de yayın yapan Financial Times gazetesi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Türkiye’deki genel seçimlerden yaklaşık yüzde 50 oy oranına ulaşarak galip çıkmasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha fazla yetki umudunu dirilttiği yorumunu yaptı.

Wall Street Journal, AKP’nin büyük bir sürpriz yaparak yeniden ülkeyi tek başına yönetmek için iktidara döndüğünü yazdı.

Gazete yazısında AKP’nin yüzde 50’ye yakın oy alarak dört temel noktada avantaj yakaladığını vurguluyor:

Cumhurbaşkanı yetkilerinin artırılmasının önünün açılması,

Muhalefet partilerinin önemli ölçüde zayıflatılması,

Ekonomiye darbe vuran koalisyon görüşmelerinden kurtulunması,

Türkiye’den IŞİD’e karşı daha kararlı duruş bekleyen Batılı müttefiklere karşı Erdoğan’ın daha fazla güç elde etmesi.

Haberde “Sonuçlar, AKP’nin ve Erdoğan’ın verdiği ‘Artan güvenlik sorunlarını sadece tek parti iktidarı çözebilir’ mesajının 7 Haziran’da partiye sırtını dönen seçmende karşılık bulduğunu gösteriyor” deniyor.

(Kaynak-BBC Türkçe)

Basın Lobisi

Yunan Gazeteleri Seçim Sonucunu Nasıl Gördü

Bir yılda üçüncü kez sandığa giden Yunanistan’da seçim sonuçları belli oldu. Tüm Avrupa’nın dikkatle izlediği seçimlerde  SYRİZA yüzde 35 oyla birinci parti olarak çıktı. Koalisyon ortağı olaraksa yine ANEL’i gösterdi. Yunan basınıysa seçimlere manşetlerde şöyle yer verdi:

HKathimeriniI

Kathimerini gazetesi Komuta İkinci Kez Tsipras ve Kammenos’da manşetini attı.Gazete “Oy çokluğuyla 155 koltuk alan yeni hükümet yarın yemin ediyor” dedi.

TaNeaI

Ta Nea gazetesi Tsipras Devri manşetiyle çıktı.

EthnosI

Temiz Zafer Tsipras manşetini atan Ethnos gazetesi, Hükümet ANEL’le şekillenecek diye yazdı.

EfSynI

Tam sayfa zafer konuşmasının fotoğrafının basan Efimerida ton Sintakton gazetesi Zafer Daima Zamanın manşetini attı. Sayfanın alt kısmında diğer partilerin oy oranlarına yer verdi.

AugiI

SYRİZA’ya yakın olan Avgi gazetesi, 4 Yıl Güçlü Hükümet manşetini attı. Tsipras ve Syriza büyük zafer diye yazdı.

EleutherosTyposI

Nea Dimokratia’ya yakınlığıyla bilinen Elefteros Tipos gazetesi, 7 Ay Müzakereler, Kapital Kontroller, Üçüncü Muhtıra… Ve Yeniden SYRİZA-ANEL diye yazdı.

Basın Lobisi

Suruç’taki Katliamı Dünya Basını Nasıl Gördü

Press-ReleasesDünya basını bugün sayfalarında Suruç’taki 31 kişinin hayatını kaybettiği intihar saldırısına yer verdi.

“Cihatçılar intikam için Türkiye’yi hedef alıyor’

Times’ın Orta Doğu muhabiri Tom Coghlan Suruç saldırısını analiz etmiş bugünkü yazısında. Coghlan, “Cihatçılar, Suriye’deki yenilgilerinin intikam için Türkiye’yi hedef alıyor” yorumunu yapıyor.

Tom Coghlan analizine şu tespit ile başlıyor:

“IŞİD geçtiğimiz iki yıl boyunca Türk hükümetine meydan okumaktan kaçındı. Türkiye’nin sınır bölgesini de, silah kaçakçılığı yapmak ve Suriye’nin kuzeyinde asker toplamak için kullandı. On binlerce kişi tek taraflı ‘halifelik’ ilan edilen bölgeye geçti. Bu kişiler arasında 700 Britanyalı da vardı.”

Times muhabiri daha sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bazı çevrelerce, “IŞİD’e yardım etmekle” ve hatta “örgüte gizli askeri destek vermekle” suçlandıklarını yazıyor.

“Ankara cihatçıları ayrılıkçı Kürtlere kıyasla daha küçük bir tehdit olarak gördü” diyen Coghlan, daha sonra şu tespiti yapıyor:

“Eğer IŞİD’in işi olduğu kanıtlanırsa, dünkü saldırı örgütün hesabının değiştiğini gösteriyor.”

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter iki hafta önce Türkiye’den Suriye sınırında güvenliği artırmasını istemişti.

Analizinde bu noktayı hatırlatan Times muhabiri Tom Coghlan, Türk hükümetinin Suriye sınırını yasadışı şekilde geçenlerin vurularak öldürülmeleri yolunda talimat verdiğini yazıyor. Bunun da IŞİD’in karaborsada sattığı petrol karşılığı yapılan silah ve insan kaçakçılarının işlerini zorlaştırdığını ekleyerek.

“NATO’nun hava kuvvetlerince desteklenen Kürt güçleri cihatçlıları sınır bölgesinde kontrol ettikleri alanlardan birkaç kilometre uzaklaştırdı” diyor Coghlan ve ekliyor:

“IŞİD şimdi cihatçıların destek ağını ve uyuyan hücrelerini kullanarak Türkiye’de daha fazla istikrarsızlığa neden olabilir, belki de bunun ülkenin büyük turizm sektörünü hedef alarak yapabilir. (Britanya Dışişleri Bakanlığı henüz ülkenin popüler Batı kıyıları ile ilgili olarak herhangi bir uyarı mesajı yayımlamadı)”

Times’ın Orta Doğu muhabiri Tom Coghlan, Türkiye’de son dönemde IŞİD’e militan sağladığı iddia edilen bazı kişilerin gözaltına alındığını, cihatçı bazı internet sitelerine erişimin engellendiğini de eklemiş analizinde. Yazı şu satırlarla son buluyor:

“Geçen ay Türkçe bir internet sitesi İstanbul’un eski adına atıfla, ‘Konstantinopolis’in fethi’ sözü vermişti.

“IŞİD’in medya kanadını temsil ettiğini iddia eden bir sitede de sert bir uyarı mesajı vardı: ‘Türkiye hükümeti şunu unutmamalıdır: Eğer Türkiye’ye asla zarar vermeyen ya da saldırmayan Müslümanların özgürlüklerini kısıtlamaya devame ederse, Müslümanlar misillemede bulunabilir.’ ”

‘Kadın bombacı IŞİD’le savaşı Türkiye’ye taşıdı’

Daily Telegraph gazetesi Suruç’taki saldırıyı, “Kadın bombacı IŞİD’le savaşı Türkiye’ye taşıdı” başlığı ile vermiş.

Louisa Loveluck ve Raziye Akkoç’un imzalarını taşıyan haberde de, cihatçıların durudurulması çabası karşısında bir “intihar” saldırısı düzenlendiği belirtiliyor.

‘Hükümet barış sürecini yeniden rayına oturtmalı’

Financial Times gazetesindeki haberde ise Uluslararası Kriz Grubu’nun Türkiye uzmanı Nigar Göksel’in görüşleri var.

“Ankara, IŞİD’e karşı tedbiri elden bırakamaz. Aksi takdirde bu bir Türk sorununa dönüşebilir” diyor Göksel.

Uluslararası Kriz Grubu’nun Türkiye uzmanı, Suriye’de Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile IŞİD arasındaki çatışmanın Türkiye’de de PKK ve IŞİD’i destekleyen İslamcı Kürtler arasında çıkması riski olduğunu belirtiyor ve ekiyor:

“Türkiye’de hükümet Kürtlerle barış sürecini yeniden rayına oturtmak zorunda. Aksi takdirde Suriye’deki krizin yayılması karşısında birşey yapamayacak.”

PKK: Ankara IŞİD’i destekleyip, geliştirdi

Guardian gazetesi Suruç’taki saldırıyı, “Türkiye’nin sınır kasabasında, Kobani’ye oyuncak götüren genç aktivistler katledildi” başlığı ile vermiş.

Kareem Shaheen ve Constanze Letsch imzalı haberde HDP’nin saldırı sonrası yaptığı açıklamadaki şu ifadelerin altı çizilmiş:

“IŞİD ve benzeri tecavüz ordularının destek aldığı bütün ülkeler ve rejimleri bu barbarlığın ortağıdırlar.”

Guardian’ın haberinde PKK’nın da dünkü saldırı ile ilgili olarak Türk hükümetini suçladığı ve “Ankara’nın IŞİD’i destekleyip geliştirdiğini” iddia ettiği belirtiliyor.

‘IŞİD, terör eylemlerini çarpıcı biçimde artırdı’

Independent gazetesi ise Suruç’daki intihar saldırısı ile ilgili haberinde “IŞİD’in Türkiye’deki terör eylemlerini çarpıcı biçimde artırdığını” yazıyor.

Gazetedeki Isabel Hunter ve Şeyhmus Çakan imzalı haberin başlığı, “Türkiye’deki mitinge, IŞİD’in düzenlediğinden şüphelenilen intihar saldırısında öğrenciler öldürüldü”:

Independent gazetesine konuşan HDP Şanlıurfa İl Eşbaşkanı Sevda Çelik Özbingöl, polisin Suruç Devlet Hastanesi’nde ikinci bir intihar saldırısı düzenlemek için üzerinde patlayıcı taşıdığı bildirilen bir kişiyi gözaltına aldığını söylemiş.

Gazeteye görüş bildiren Atlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşunun Türkiye ve Suriye uzmanı Aaron Stein ise Suruç’daki saldırı ile ilgili şu yorumu yapmış:

“Diğer saldırılar rastgele düzenlenmişti. Bu saldırı ile ilgili olarak bizi en çok kaygılandıran patlamanın boyutu. Bu bize ortada çok ileri düzeyde bir saldırı olduğunu gösteriyor.”

Independent, Suruç’ta dün havanın kararması ile birlikte protestocular ile polis arasında çatışma çıktığını bildiriyor okurlarına. “Gençler, Türk hükümetini ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı IŞİD’i yenilgiye uğratmakta başarısız olmakla suçladı” diyor gazete.

7 Haziran’daki genel seçim öncesi HDP’ye yönelik bir dizi saldırı hatırlatılıyor haberde. HDP’nin Diyarbakır’daki mitinginde düzenlenen iki bombalı saldırıdan IŞİD sempatizanlarını sorumlu tuttuğu da ekleniyor. Haber şu satırlarla son buluyor:

“Türkiye’nin NATO’daki müttefikleri, geçirgen Suriye sınırının daha sıkı denetlenmesini istiyor. Zira bu sınır cihatçılara karşı verilen mücadelede bir cephe hattı konumunda. Ancak halen Türkiye’deki 1 milyon 800 bin Suriyeli sığınmacıyı denetlemek zor. Türkiye’nin liderleri Suriye’ye yönelik tek taraflı bir askeri harekat planlamadıklarını söylüyor. Ancak söyledikleri bir diğer şey de, ülkenin sınırlarını korumak için gereken herşeyin yapılacağı.”

(Kaynak. BCC Türkçe)

Basın Lobisi

Referandum Sonrası Yunan Gazeteleri Hangi Manşetle Çıktı

Yunan vatandaşlar, kreditörlerin nakit akışının yeniden sağlanması karşılğında öne sürdüğü koşulları hükümetin kabul edip etmemesi konusunda karar vermek üzere sandığa gitti. Dün yapılan referandumda Yunan halkı Avrupa’ya hayır dedi. Peki yüzde 61,3 hayır oyunun çıktığı referandum sonunda gazete manşetleri nasıl çıktı?

İşte Yunan Gazete Manşeteleri:


Augi

Syriza’ya yakınlığıyla bilinen Avgi gazetesi “Kemer sıkmaya yüzde 61 Hayır” manşetini attı.

Dimokratia

Sağ görüşlü gazetelerden Dimokratia, “Avrupa Duyuyor musun?” manşetini attı. Gazete,yüzde 61.3’lük hayırın Troyka açısıdan önemli biçimde politika değiştireceğini söyledi.

efimerida

Eurogrup Başkanı Jeroen Dijsselbloem’in fotoğrafını tam sayfa basan H Efimerida ton Sytakton gazetesi, refarandum sonuçlarının oranlarını verdi.

EleutherosTypos

Nea Dimokratia yakınlığıyla biline Elefteros Tipos gazetesi, “Vatan Tehlikede” manşetini attı.

ethnos

Yüzde 61,3’lük Sarsıntıdan sonra Tsipras’ın Projesi “ manşetini atan Ethnos gazetesi, “Bugün kurul-Yarın Zirve Toplantısı” diye yazdı.

kathimerini

Kathimerini gazetesi “Güçlü Hayırdan Sonra Anlaşma ya da Grexit” manşetini attığı haberinde,“Bugün kurul-Yarın Zirve Toplantısı-Atina için Avrupa’da sıkıntılı hava” diye yazdı.


ta nea

Ta Nea gazetesi “Reform ya da Grexit manşetini attığı haberinde “Brüksel’de tedirgin toplantı” dedi.

Melike Çapan
Basın Lobisi

Mezun olan genç gazeteciler ilk sansürünü üniversitelerinden yedi!

11144459_10153662432594415_8789015051246876973_n

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, 2015 mezunlarını verdi. Mezuniyete damgasını vuran ise dakikalarca ayakta alkışlanan Gazetecilik Bölümü İletişim Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Pof. Dr. Nurdoğan Rigel‘in, üniversite ajansının yapmış olduğu haberde isminin geçirilmemesi oldu.

1 Temmuz Çarşamba günü İÜ Fen Fakültesi Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda yapılan mezuniyet töreninde, Gazetecilik Bölümü ve Fakülte Birincisi Canan Eyigün yaptığı konuşmada, fakültedeki öğretim üyelerinin isimlerini sayarak teşekkür etti. Eyigün son olarak, fakültede daha önce çokça haksızlığa uğradığı kamuoyunca bilinen ve tören yapılırken salonda olmayan Prof.Dr. Nurdoğan Rigel’e uzun cümlelerle özel bir teşekkürde bulundu. Eyigün konuşmasını “Nurdoğan Rigel İletişimin en büyük değeridir, onu kaybetmeyin” şeklinde sonlandırırken salonda bulunan diğer öğrenciler tarafından da desteklendi. Salondaki öğrenciler dakikalarca Rigel’in ismini anarak ayakta alkışladı. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı Ajans Üniversite’nin, mezuniyeti haberleştirirken Rigel’in ismini dahi geçirmemesi sosyal medyada öğrencilerin tepkisini çekti. Öğrencilerin, İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof.Dr. Ergün Yolcu ve İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Nilüfer Sezer‘e Twitter’da tepkilerini iletmeleri üzerine, söz konusu haber de Rigel’in ismi de yer aldı.

Yaşanan sansürü Basın Lobisi’ne değerlendiren fakülte mezunlarından Ebru Alp, Rigel’in meslek ve alan adına gerçekten bir şeyler öğreten nadir öğretim üyelerinden biri olduğunu belirterek, “Yapılan bu yanlışın bilinçli bir şekilde yapıldığını, bir öğrenciyle ilgili daha önce basına da yansıyan konular yüzünden yönetimin Rigel’e cephe aldığını düşünüyorum. İÜ İletişim’deki en büyük değerlerden biridir Nurdoğan Rigel. Çalıştığı için ya da başka sebeplerden okula gelemeyen arkadaşlarımız Nurdoğan hocamızın dersini kaçırmamak için bir şekilde o derse gelmeye gayret gösterirdi. Rigel’in ağzından çıkacak kelimelere kitlitlenirdik bütün öğrenciler olarak, bizim için okuldaki en değerli hocadır ve ona yapılan bu davranış büyük bir terbiyesizliktir” ifadelerini kullandı.

Bir başka mezun Gamze Şahin ise “1 temmuz günü mezuniyetimde birincinin konusmasini kulaklarimizla ben ve salondaki tüm insanlar duydu. ‘İstanbul İletişim’i iletişim yapan Nurdoğan Rigel’dir’ sözleri salonda uzun süre alkışlandı. Fakülte yönetimi bu ifadeleri sansürledi fakat öğrencilerin Twitter üzerinden baskıları sonuç verdi ve Rigel ismi metne eklendi, yetmez ama evet” değerlendirmesinde bulundu.

Törende kep atan bir başka öğrenci Behiye Özgür de sansürü sosyal medya üzerinden teşhir ederek ancak sus payı alabildiklerini belirtti ve “Özgürlükçüyüm diyen bir ülkenin en önde gelen köklü üniversitelerinden olan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi 2014-2015 mezuniyet töreni haberinde sansür uyguladı. Bu benim okuluma yakışmayan, son derece yanlış ve gerici bir tutumdur. Iletişim Fakültesine yıllarını vermiş bir akademisyenin adeta yok sayılması emeğe yapılan büyük bir vefasızlıktır. Bize dört yıllık eğitim sürecinde haberin unsurlarını, haber değerlerini öğreten bir okulun mezunları olarak, yanlışı yapan okulumuz dahi olsa ‘burada bir yanlış var!’ demek en doğal hakkımızdır. Netekim dedik de ve adeta tamam hadi susun dercesine bir geri bildirim aldık. İletişim Fakültesi öğrencileri olarak çoğumuz Twitter üzerinden tepkimizi verdik. Ben de bu hususla ilgili olarak ” #İstanbulÜniversite #İletişimFakültesi mezuniyet töreninde öğrencilere ettirdiği yemini önce kendi bünyesinde çalışanlara öğretmeli bence” twetini atarak tepki gösteren pek çok öğrenciden birisiyim” ifadelerini kullandı.

Helin Genç

Basın Lobisi

Yunan Gazeteleri Bugün Hangi Manşetle Çıktı

Yunanistan iflasın eşiğine geldi. Mali Konsey Toplantısı’ndan sonra hükümet bankaları kapatma kararı alarak para kaçışının önelenebilmesi için sermaye kontrolü uygulanacak. Atina Borsası da i,şlem görmeyecek.Peki Yunan gazeteleri ülkedeki son gelişmeleri nasıl gördü?

İşte bugünün manşetleri:
CIp5Wm8XAAAsGs8

Yunanistan’ın sağ görüşlü gazetelerinde Dimokratia: “Kapalı Bankalarla 8 Günlük Savaş” maşetiyle çıktı. Başbakan’dan acıklı mesaj olarak verdiği haberinde Tsipras’ın ulusa seslenişinden “uzatma için tekrar süre istedik” mesajını verdi.

CIp46i_WcAAhA49

Nea Dimokratia partisine yakın EleftherosTypos'un manşeti ise "Önceden Tasarlanmış Cinayet / Hayat... Sermaye Kontrollü Drama" Gazete haberinde Tsipras’a dair “Yunanistan’ı Euro’dan çıkarmak istiyor” dedi.

CIpoQN7WsAAE3sN

Ta Nea gazetesi “Bankalar Tekrar Ne Zaman Açılacak” sorusuyla manşet attı. Gazete “Pazartesinden (Referandumu kastederek) sonra kilitten korkuyor” dedi.

CIppZDAUwAEUttd

İktidar partisi SYRIZA’ya yakınlığıyla bilinen Avgi gazetesi “Referandum Avrupa’yı sallıyor” manşetiyle çıktı. Gazete sürmanşetinde ise referandumda “hayır” oy çağrısı yaptı.

CIpqZuPWEAAFNeC“Kapalı Bankalarla Referandum” manşetini atan Kathimerini gazetesi, “Önümüzdeki Pazartesi’ye kadar işlemeyecek” dedi.

CIpsrSTUcAAFuEp

Etnos gazetesi “Ülke Girdapta Halk Macerada” manşetini attı.

CIptdeNW8AAnKrO

Efimerida Ton Sintagton gazetesi “Bankalar Kapalı Müzakereler Açık”

CIpunD7WwAAkfHB

Yunanistan Komünist Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Rizospastis gazetesi: “Memorandumu Tartışmıyoruz AB,IMF ve Hükümetin Önerilerine Hayır” manşetini attı.

CIpyTS9UkAAoQ-w

 Kontra gazetesi ise: “Schaueble-IMF Cuntası Bankalarımızı Kapattı” manşetiyle çıktı.

Basın Lobisi