Herkes bir sahne düşünsün şimdi. Alışık olduklarınızdan farklı bu oyun. Ne dram var, ne komedi… Büyük bir trajedi… Çok dertli bir oyun bu seferki… Karanlıktan gelen bir adam var. Işık diye bağırıyor.
Feuerbach… Kaybettiği ışığını arıyor.
7 yılını akıl hastanesinde sahneden uzak geçiren Feuerbach hem var olup hem de yok olduğu yerde, yeniden sahnede.
İstediği Tasso’nun 4’üncü perdedeki monoloğu oynamak, tam 7 yıl sonra… 7 yaşındayken gittiği oyunun heyecanıyla ve o günden beri bitmek bilmeyen oyunculuk tutkusuyla…
“Ben, sonra oyuncu oldum ve buna hayatımı feda ettim. Ben Feuerbach!”
Aynı anda, aynı güçle, aynı adamın sesi kulağımda; “Ben Kağan” diye bağırıyor sanki. Çok güçlü, çok tutkulu…
Düşünmeden duramadım. Feuerbach mı? Kağan mı?
İki adam seyrettim akşam. Birleştikleri nokta oyunculuğa olan tutkuları olmalı. Feuerbach’ın derdini dert edinmiş, derdini sevmiş. İki tutkulu adam: Feuerbach ve Kağan.
Çok zor, dertli bir oyun ve 3 kişilik kadroda tek başına yükü sırtlamak hiç kolay değil. Kağan Uluca’nın sahnedeki tutkusundan sonra söyleyebileceğim tek cümle: Bu adamı artık daha çok sahnelerde görmek istiyorum.
Ve inanıyorum ki Tiyatro 4’ün yolu Kağan Uluca ile çok açık.
Bir daha ne zaman gelirler diye beklemeden “Ben Feuerbach” son iki oyun 22/24 Nisan Kadıköy Terminal’de.
Basın Lobisi